Terapi dünya genelinde özellikle batıda gittikçe yaygınlaşıyor olsa da toplumda hala terapiye karşı birçok önyargı vardır. Bu önyargılardan bazılarına örnek olarak, sadece belirli bir psikolojik rahatsızlığı olanların terapi aldığını düşünmek ya da terapinin mutlaka ilaç tedavisini yanında getirdiğini sanmak verilebilir. Kimi zaman çok travmatik deneyimlerden geçen insanlar bile “benim terapiye ihtiyacım yok bu deneyim bende psikolojik bir hastalığa neden olmadı” diyebilir. Ancak aslında terapi bir rahatsızlığı olsun olmasın herkes için faydalıdır.
Terapi sayesinde, özellikle de eğer alanında yetkin bir uzmanla çalışıyorsak, kendimizi çok daha iyi tanıma, hayatımızı kontrol eden gizli güdülerimizi keşfetme, unuttuğumuz, bilinçaltı halısının altına süpürdüğümüz anıları güvenilir bir ortamda ortaya çıkarıp çözümleme imkânı buluruz. Çoğunlukla nedenini keşfettiğimiz semptomları kontrol altına almak ya da değiştirmek çok daha kolaydır. Bu yüzden terapi bu anlamda çok önemli bir rol oynar ve belki varlığının farkında bile olmadığımız, bizi kontrol altına almış olan güdülerimizi keşfettikten sonra direksiyonu yeniden elimize almamıza olanak tanır.
Terapi aynı zamanda özgüvenimizi artırmamıza, kendimize olan sevgimizi beslemeye de yarar. Hepimizin sevgiye ve onaya ihtiyacı vardır ve bunu sürekli dışarda aramak muhtemelen kendimize yeterince sevgi göstermediğimizin, içeride bir eksiklik, akışta bir tıkanıklık olduğunun göstergesidir. Tıkanıklıkları bir uzmanın yardımıyla çözmek, dolaşmış ipleri adım adım çözüp düzgün bir yumak haline getirmek kendimize olan güvenimizi ve sevgimizi yeniden inşa etmekle sonuçlanabilir.
Birçok farklı terapi tekniği vardır ve bunlardan hangisinin bize iyi geldiğini keşfetme yolculuğu bazen yorucu olsa da büyütüp geliştiren, dönüştüren bir süreç olabilir. Önemli olan mutlaka sorumuzun cevabının bir teknikte bir başka uzmanda var olduğunu bilmek ve umudumuzu kaybetmemektir. Kimi zaman aynı konuyla ilgili yıllarca terapi alan biri sorunundan kurtulamadığı için umutsuzluğa düşecekken başka bir teknik denedikten sonra iyileşir.
Yalnızca iyileşmesini istediğimiz rahatsızlıklarımız olduğundan değil; kendimizi daha iyi tanımak, ne istediğimizi daha iyi anlamak ve hayattan daha çok keyif almak için de terapi alabiliriz. Bazen insanlar kendinde bir sorun görmese de çevresindekilerin isteğiyle terapiye gelir ve bir ihtimal aslında farkında olmadığı ama ilişkilerini derinden etkileyen karmaşık noktaları olduğunu fark eder. Terapiden herhangi bir sonuç alabilmek için mutlaka kişinin kendinin değişmek ya da iyileşmek istemesi gerekir.
Tüm sıkıntılarımızda geçerli olduğu gibi, Tanrı zihnimizi, ruhumuzu yoran sıkıntılarımızla da ilgilenir. Su yüzeyinde bir sorun yok gibi görünse de O en derinlerde olanları da görür ve yaşama sevincini tüm doluluğuyla deneyimleyememizi ister. En önemlisi Tanrı bizi kimsenin dinleyemeyeceği şekilde, sonsuza kadar dinleyebilir ve kimsenin anlamayacağını düşündüklerimizi biz sözlerle anlatamasak da anlayabilir. Bir uzmandan yardım almanın yanı sıra zihnimizi Tanrı’ya sunmak, bize olumsuz duygu durumları yaşatabilen her şeyi O’nun önüne getirmek en etkili çözümdür. Neticede dünyanın en iyi doktoru bile RAB’bin şifasının bir aracısıdır, şifa daima RAB’den gelir.
Terapi hakkında daha fazla şey öğrenmek isterseniz bu konudaki podcastlerimizi dinleyebilirsiniz.
