Ara
Close this search box.

KONU

Para

Para icat edildiğinden beri dünyada müthiş bir öneme ve güce sahiptir ve çok iyi bir araç
olabilir. Ancak bir araç değil de amaç olarak görüldüğünde ise yaşamımızda bir denge sorunu
ortaya çıkar.
Birçok başka konuda olduğu gibi bilinçaltımızda parayla ilgili de yanlış kodlamalar mevcuttur.
Çoğunlukla aileden ya da çevreden aldığımız yokluk bilinci, parayı kötülüklerin kaynağı olarak
görmek ona ulaşmamızın önünde engel olabilir. Aynı şekilde parayı hayattaki en kıymetli olgu
olarak görmek de birçok soruna neden olur. Bu iki yanlış algının ortasında dengeli ve sağlıklı
bir bakış açısına sahip olmak mümkündür. Bu da parayı ihtiyaçlarımızı karşılamak ve başka
ihtiyacı olanlara da fayda sağlamak, başkalarının yaşamına da bereket katmak için bir araç
olarak görmektir.
Kutsal Kitap paranın yaşamımızda kapladığı alanın ne denli büyük olduğunun bilinciyle bu
konuda birçok uyarıda bulunur. Parayı hikmetli bir şekilde kullanmaya ve para sevgisinin
aşırıya kaçmasının hayatımızda nasıl sorunlara yol açabileceğine dair buyruklar verir.

İbraniler 13. bölüm 5. ayette şöyle der: “Yaşayışınız para sevgisinden uzak olsun. Sahip olduklarınızla
yetinin.” Eyüp 36. bölüm 18. ayette ise şöyle uyarır: “Dikkat et, para seni baştan çıkarmasın.”
Kutsal Kitap aynı zamanda başkalarına verdikçe Tanrı’nın da bize bol ölçekle bereket
sağlayacağının güvencesini verir. Elbette başkalarına yardım ederken odağımız karşılığında ne
alacağımız olmamalıdır. Her türlü bağış ve yardım saf yüreklilikle, doğru nedenlerle yapılmalı.
Yüreğimizin niyetini bizden çok daha iyi gören Tanrı cömertliğimiz sonucunda bize karşı
cömert olacaktır. Luka 6. bölüm 28. ayette İsa şöyle der: “Verin, size verilecektir. İyice
bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak. Hangi ölçekle
verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız.” Bu yalnız para için değil davranışlarımız için de geçerlidir.
Maddi zenginliğe erişme isteği hepimizde olan doğal bir dürtüdür. Bencil insan doğasının bir
parçasıdır, bunu yadırgamıyor; buna sahip olanları ötekileştirmiyoruz. Ancak bunun bize ne
şekilde zarar verebileceğini hatırlatmakta fayda var. Eğer en büyük amacımız paraya ulaşmak
olursa karakterimiz bozulmaya uğrar ve olmamız gereken çizginin dışına çıkmaya başlarız.
Bencil tutkuları beslemek çok daha fazla bencillik doğurur ve kuvvetle muhtemel bereketi
kaçırır. Parayı kovaladıkça ona ulaşmak daha da zorlaşır ve çok daha kötüsü, asıl amacımız
olan Tanrı’yı hoşnut etmekten uzaklaşırız. Luka 16. bölüm 13. ayette İsa şöyle der: “Hiçbir
uşak iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp
öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya, hem paraya kulluk edemezsiniz.”
Parayı hikmetli kullanmak ve ona olan yaklaşımımızı daha sağlıklı bir yöne çevirmekle ilgili
önerilerimizi merak ediyorsanız sizin için özenle hazırladığımız podcastlerimizi
dinleyebilirsiniz.