“Dostlar ırmak gibidir,
Kiminin suyu az, kiminin çok.
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca,
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya.”
– Can Yücel Dostluk
Dostluğun yaşamımızdaki kıymeti anlatmakla bitmez. Yeri gelir yükümüzü paylaşır, yeri gelir sevincimize ortak olurlar. Gerçek dostlar koşulsuz sever ve iyi ya da kötü gün fark etmeksizin destek olur. Bilgelik sözleriyle dolu Süleyman’ın Özdeyişleri kitabı 17. bölüm 17. ayette “Dost her zaman sever, kardeş kötü günde belli olur” der. Gerçek dostlar, artık anlamı yaygın kullanımdan dolayı basitleşmiş olan arkadaş sözcüğünden daha fazlası, kardeş gibidir. Kardeş sevgisinin nasıl olması gerektiğini biliriz. Ona bir zarar gelmesinden kendimize gelecekmişçesine kaçınırız. O mutlu olduğunda, başına iyi bir şey geldiğinde bize gelmiş gibi içtenlikle seviniriz. Sevincimize, kederimize ortak olan; neşemize neşe katan, hayat yolculuğunda yoldaşlık eden; bencilliğin git gide arttığı günümüzde düşünmeden kendinden fedakârlık eden dostlarımızın kıymetini bilmeliyiz.
Her konuda olduğu gibi dostluk konusunda da İsa Mesih’in örneğine baktığımızda çok şey öğreniriz. İsa’nın havarileri Petrus, Yuhanna, Tomas ve diğerlerinin bahsini duymuşsunuzdur. Onlar hizmetinin başlangıcından, ölümüne dek İsa’nın yanı başında yaşama, O’nunla aynı ekmeği bölüşme, aynı yolda yürüme ayrıcalığına erişti. O’nu canları pahasına korudular ve ne kadar tehlikeli görünürse görünsün yolun sonuna dek O’nunla yürüdüler. Havari kelimesi İbranice haver kelimesinden dilimize geçmiştir.
Haver dostluğun yanı sıra birçok anlamı içinde barındırır. İki şeyi birbirine bağlamak, iliştirmek anlamına gelen lehaver fiilinin kökünden gelir. Bu yüzden dostlar birbirine bağlanmış, aynı ailenin üyesi, birbiriyle ilişmiş kişilerdir. Birbirine bağlı iki nesne aynı anda ateşe düşse nasıl ikisi de yanarsa; aynı anda serin sulara atılsa nasıl ikisi de serinlerse, dostlar da öyledir, birbirinin halinden etkilenir. Haver aynı zamanda yoldaş anlamına da gelir. Dostlar aynı yola baş koymuş, birbirinin yükünü taşıyan kişilerdir. Bu nedenle Galatyalılar 6. bölüm2. ayette, “Birbirinizin ağır yükünü taşıyın” derken böylesi bir dostluğa, kardeşliğe işaret eder.
Dost olduklarımızla aynı yolda yürüyor ve zamanla da birbirimize benziyorsak dost seçimi eş seçimine yakın bir önem taşır. Kiminle aynı yöne gideceğimizi, kime içimizi açacağımızı, kime güveneceğimizi seçerken bilgece davranmamız gerekir. Yine Süleyman’ın Özdeyişleri bu konuda çok kısa ve öz buyruklarda bulunur. 13. bölüm 20. ayette “Bilgelerle oturup kalkan bilge olur, Akılsızlarla dost olansa zarar görür” der. Kiminle dost olacağımız seçimini hafife almamız için 18. bölüm 24. ayette yine şöyle bir uyarıda bulunur: “Yıkıma götüren dostlar vardır, Ama öyle dost var ki, kardeşten yakındır insana”.
Burada elbette en sadık, en iyi dost olan; en büyük sevgiyi verip, en yüce fedakârlığı göstermiş olan İsa’nın dostluğundan söz etmemek olmaz. O’nun dostluğu sahip olduğumuz en büyük armağandır. Bizler O’na yaklaştıkça, içimizi O’na açtıkça dünyadaki diğer dostluklarımızda Mesih’i örnek alır, çok daha samimi bağlar kurarız. Hayatımız için yapabileceğimiz en faydalı şey O’nun sadık haveri olmak; O’nun yürüdüğü yolu izlemek, O’nunla yakın bir ilişki kurmaktır.
Dostlukları kuvvetlendirmekle ilgili daha çok şey öğrenmek için podcastlerimizi dinleyebilirsiniz.