Ara
Close this search box.

KONU

Bağışlama
Kırılan zincirler serbest uçan kuşlara dönüşüyor

Hiç birini bağışlamak konusunda zorlandığınız oldu mu? Sanırım hepimiz bağışlaması zor durumlar yaşamışızdır. Gurur, tekrar incinme korkusu, alınan hasarın büyüklüğü vb. birçok etken bağışlamayı zorlaştırmış olabilir. Ancak ilişkiye verilen değer ya da bağışlamamanın verdiği ağır yükten kurtulma isteği baskın gelmiş ve tüm zorluklara rağmen bağışlamışızdır.

Çoğu zaman bağışlamanın karşımızdakinin iyiliği için verdiğimiz bir karar olduğunu düşünsek de aslında affetmek daha çok bizi özgürleştirir. Bazı durumlarda karşı taraf verdiği zararın farkında bile olmayabilir; farkında olsa bile zarar gören taraf kadar etkilenmeyeceği bir gerçektir. Öte yandan zarar gören taraf konuyu uzun uzadıya düşünüp enerjisini büyük ölçüde feda edecektir. Bağışlamadığımız, geride bırakmadığımız her şeyi geleceğe taşırız ve yol uzadıkça taşıdığımız yük de daha ağır gelmeye başlar. Bu konuda bir özlü söz şöyle der “Affetmemek zehir içip karşıdakinin zehirlenmesini beklemek gibidir”. Her zaman en büyük zararı bağışlamayan kişi görür.

Bağışlamanın yükümüzü hafifletmekten çok daha önemli bir başka sebebi daha vardır: bizim de Tanrı tarafından lütufla affedilmiş olmamız. Bu bağışlamanın verdiği özgürlüğü, suçtan kurtulmanın, sonuçlarından azat olmanın verdiği şükran duygusunu gerçekten anladığımızda başkalarını affetmek daha kolay olur. Kimi zaman Tanrı affetse de biz kendimizi affetmekte zorlanırız. Aynı şekilde kendimizi affetmek de başkalarına aynı cömertliği göstermek konusunda faydalı olur.

Tanrı tarafından bağışlanmış olmamız aynı yanlışları yapmaya devam edeceğimiz anlamına gelmediği gibi; bağışladığımız kişide de davranış değişikliği görmek istememiz anlaşılır bir durumdur. Eğer aynı şekilde zarar görmeye devam ediyorsak sağlıklı sınırlar koymak da doğru bir tercih olabilir. Bağışlamak hiçbir şey olmamış gibi geriye döneceğimiz, aldığımız hasarın tümden silineceği anlamına gelmese de yapılan yanlışın artık bizi eskisi gibi etkilemeyeceği, iyileşme fırsatımız olduğu anlamına gelir. Merhamet gösterdiğimiz derecede merhamet alacağımızı, bağışladığımız kadar bağışlanacağımızı her zaman hatırlayalım. Kutsal Kitap’ta İsa bu konuda şöyle der: “Başkasını bağışlayın, siz de bağışlanırsınız. Verin, size verilecektir. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız” (Luka 6:37-38)

Bağışlamakla ilgili desteğe ihtiyacınız varsa bu konudaki podcastlerimizi dinlemeyi faydalı bulabilirsiniz.